Skip to main content

Posts

Dünya’da En çok Tweet’lenen Medya

Eveeet, şimdi tabi tepki geldi “Hani yazacaktın izlenimlerini!” diye. Haklısınız tabi. Özür diliyorum ama yoğunluğum o kadar fazla ki gece kafam daha yastığa değmeden uykuya dalıyorum. Uyuyamayanlara tavsiye; Bir ritüelimden bahsedeyim hemen; Gece yatağa girdiğimde uyumadan önce düzenli olarak aynı hayalleri kurarım. Bir yerlere gider, birşeyler inşa eder, bunlarla uğraşırım. Ormanda bir ev inşa etmek mesela... Ağaçları bul , kes, taşı… Bunlar çok zahmetli ama bir o kadarda huzur verici hayali uğraşlardır. Hayallerimde bunlarla uğraşırken de yavaş yavaş uyku denizine dalar giderim. Hah, işte bunla bile ilgilenemeden dalıp gidiyorum… O derece yani. Yeni Medya konferansı’nda The New York Times’ın patronu Arthur Sulzberger Jr. da konuktu. Peki ne anlattı? Birsürü şey. Ne kaldı aklımda? işte bunlar; NY Times 159 yıldır mürekkeple basılıyormuş. (Bir 159 yıl daha basılacağından emin değilim.) Yeni medya düzeninin onlar da farkında aslında. O yüzden nytimes.com ’a ciddi y...

Nasuh Mahruki Ne Demek?

Nasuh Mahruki’yi herkes az çok tanır; ünlü dağcımız, doğa sporları uzmanı ve AKUT’un kurucusu. Geçen gün İKÜ Önder Öztunalı salonunda bir seminer verdi Mahruki. Semineri İKÜ Etkili İletişim Kulübü oranize etti. Caner, Ecem ve Recep’i kutluyorum, bu kulüp harika iş çıkarıyor. Bunun faydasını ileride görecekler.  Mahruki yeni çıkan kitabını (Kendi Everestinize Tırmanın) da anlattı seminerde, hatta seminerin içeriği de büyük oranda  kitaptandı sanırım. Peki ne anlattı Mahruki? …Şeeey güzel bir soru, çünkü not alsam bile bazı yerlerde anlamakta zorlandım. Mahruki iyi bir dağcı olabilir ama iyi bir anlatıcı olmadığı kesin. Salondaki gençlerin gözlerinin kapanmasını engelleyen yegane şey Mahruki’nin ünü ve sunumunda yer alan dağda bayırda çekilmiş gerçek aktüel görüntülerden oluşan videolardı. Hitabet konusunda çalışması gerek. Şöyle bir etrafıma bakındığımda salonu dolduran gençlerden not tutan kimse göremedim. Herkes sadece izledi. Oysa arada not da alsalar ne güzel olurdu ...

Yeni Medya Düzeni Part I – Dergicilik Nereye Gidiyor?

NTV’nin Yeni Medya Düzeni geçen hafta Harbiye’de gerçekleşti. Oldukça yoğun bir katılım vardı ve sektörden birçok arkadaş ve meslektaşla da buluşma fırsatı bulduk. Açılış konuşmasını Ferit Şahenk yaptı. Şahenk’in konuşmasından aldığım notlar şöyle; (aslında burada herkesin konuşmasından aldığım notları paylaşacağım. Bunlar birebir aynı olmayabilir; benim o konuşmadan anladığım şey de olabilir bunlar. Şimdiden söyleyeyim de sonra yok ben öyle demedim, yok ben bunu kastetmedim olmasın.)  Eveet, gelelim notlara ; Yeni medya neyi sağlıyor ya da yeni medya teknolojilerinin bize faydası nedir? Herşeyden önce tüketicinin farkındalığını “hızlı” ve etkin biçimde artırmamızı sağlıyor. Tarihin gerçekten hızlandığı, hızlı yaşandığı bir dönemde yaşıyoruz. Bir zamanlar akla hayale gelmeyen gelişmeler, yenilikler bugün çok hızlı ve arka arkaya yaşanıyor. Chris Anderson (Wired Magazin) Şimdi biraz Wired dergisi editörü Anderson ve sunumundan bahsedelim. Anderson daha çok yazılı bir m...

Üç Taşınma Bir Yangına Bedeldir Ya da Ömrümü Yedin Digitürk

Aboneliğimi yeni taşındığım adresime naklettirmek için başvurdum. Bunun için yetkili servisin benden 35 TL alacağı söylendi. Telefonla arayıp bu durumu şikayet ettiğimde “tamam, kaç yıllık müşterimizsiniz, sizden alınmayacak” dendi. Ancak akşam eve gittiğimde ne göreyim? Zavallı anacığımdan "yine de" bu 35 TL’yi almışlar. Sineye çekip, içimden iyice bir saydırıp bu olayı tam unuTTUM diyorDUMM... geçen gün müşteri hizmetleri aradı. Benden 35 TL alınıp alınmadığını sordu. "Evet ya alındı" deyince de tamam ilgileneceğiz dendi. Yahu kardeşim, ben bunu sineye çekip unutmuşken madem birşey yapmayacaksın, neden olayı hatırlatırsın da yaramı yeniden depreştirirsin? Her akşam mutlaka en az bir kere 10 saniyeliğine yayınım kesiliyor ve “OPTS’den Kolay Kurulum’dan ayarlarınızı gözden geçirin” gibi bir uyarı çıkıyor. Kabloyu, cihazla bağlantısını vs. herşeyi kontrol ettim. Herşey düzgün görünüyor. OPTS’den kolay kurulum’a girdim (hatta zor yolunu bulup onu da denedim) ama...

Sosyal Medya İletişimi

Sosyal medya platformları deyince akla face geliyor tabi (bu arada o kadar aileden oldu ki Zeliş ya da Memo der gibi hitap ediyoruz facebook’a). En çok kullanılan o olduğu için bu ünvan da onun. Peki nasıl oluyor face’de sosyal medya iletişimi? Efendim, öncelikle face dışarıdan bazı uygulamalar yükleyebilmenize olanak tanıyor. Örneğin sitenizde zaten hazır olan bir etkinlik takvimi uygulamanız varsa onu face’e aktarabiliyorsunuz ya da bir “Ürün Galerisi” özelliğini ekleyebiliyorsunuz; böylece face’deki sayfanız daha zengin, kitleniz için daha cazip hale geliyor. Bir de face’in size sunduğu uygulamalar var. Örneğin anket, yorum yazma, foto/video ekleme ya da discussions’lar. Elbette Wall’a bir haber, duyuru (ya da görsel) ekleyerek sayfanın takipçilerine de bilgilendirme yapıyorsunuz. Tüm bunlar pazarlama iletişimi için kullanabileceğiniz çok kullanışlı araçlar. Takipçilerinizin buradan size soru sorması, yorumlarda bulunması (ya da sizin sayfanızda ama kendi aralarında konuşması)...

Gambol: You're crazy. Joker: I'm not.

Böyle diyordu filmde Joker; "Hayır, deli değilim". Başkaları aksini düşünse de o gerçekte deli olmadığını düşünüyordu. Hesapçı, kurnaz, belki bir iki tahtası eksik... ama delirmiş? Hayır. Aptallıkla çılgınlık arasındaki ince çizginin farkındaydı Joker karakteri. Peki, biz gerçek hayatta herşeyin ne kadar farkındayız? Yani, düşündüğümüz, istediğimiz şeylerle bize söylenen, yakıştırılan şeyler birbirleriyle ne kadar uyumlu? Biri size örneğin "sabırsız" olduğunuzu söyleyebilir. Peki bu doğru mu? Önemli olan sizin ne düşündüğünüz. Ya da gerçekten öyle mi acaba? Yani biri yine sizin beş para etmez olduğunuzu ya da bir dahi olduğunuzu hatta tanrı (tamam haşa) olduğunuzu bile söyleyebilir. Başkalarının söyledikleri elbette önemli. Çünkü bazen potansiyelimizi bilemeyiz. Çünkü bunun için kendimize biraz fazla "yakınız". Dışarıdan bir göz bunu bizden daha iyi görebilir. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur derler. Öyle mi acaba? O zaman insan değişmez demek ...

Düştüm Bir Örümceğin Ağına

Altın Örümcek web ödülleri Doruk Net'in bir projesi olarak başladı ve bilinirlikleri örümcek ağı gibi 8 yıl içinde yavaş yavaş yayıldı sektöre. Bu ödül hem site sahipleri için önemli hem de onu yapan tasarımcı/reklamcı/ajanslar için. Yani herkes nasipleniyor bu işten. Örümceğin özellikle kreatif taraftaki insanlar tarafından sahiplenilmesi ilginç. Yaptıkları bir işin Altın Örümcek kazanması, olimpiyatlarda madalya kazanmak kadar gurur verici onlar için. Yani edindiğim izlenim öyle düşündükleri yönünde. Tabi sonuçta ödülün iyisi kötüsü olmaz. Harcanan zaman, enerji ve emeğin karşılığında alınan her ödül kıymetli. Hele böyle ulusal çapta bir ödül daha da koltuk kabartıcı. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ödül töreni Kuruçeşme Arena'da düzenlendi. Peki kim ne kazandı? Öncelikle en iyi web sitesi ödülünü IGOA ekibinin hazırladığı  Vob Nedir?  kazandı. Daha oylama sürecindeyken birşeyler kazanacağı belliydi. Çünkü iyi ve orijinal fikirlerle hazırlanmış bir site. İyi iş hemen ...