Skip to main content

Posts

Markaların Ölümle Dansı

Martin Lindstrom’un Buy.ology kitabı tam anlamıyla bir “bomba”. Yeni bitirdiğim kitaptan aldığım notları kısa kısa paylaşacağım. İşte bunlardan ilki; Amerika’da piyasaya sürülen her on üründen sekizinin kaderi başarısızlığa mahkum. 2005’te tüm dünya mağazalarının vitrinlerinde ilk kez yer alan 156.000 ürün , piyasaya her üç dakikada bir yeni bir ürün çıktığına işaret ediyordu. IXP pazarlama grubuna göre, dünya çapında her yıl kabaca 21.000 yeni marka piyasaya çıkıyor, ancak bunların %90’ı bir yıla kalmadan raflardan kayboluyor. Tüketici ürünlerinde tüm yeni markaların %52’si ve bireysel ürünlerin %75’i tutunamıyor. Peki buna çare ne? İnsanlara “Artık yeni marka üretmeyin!” diyemeyeceğinize göre markaların satın alma psikolojimizdeki yerini tespit etmek daha iyi bir çözüm. Yani biz hangi markaları nasıl, neden seçiyoruz?’un cevabı önemli. Ya da hangi markaları tercih etmiyoruz’un cevabı. Lindstrom’un buna cevabı; Nöropazarlama (neuromarketing). Nöropazarlama, kısaca beynimiz

Tanrı Facebook’u Korusun

CNN’de gördüğüm birkaç teknolojik gelişmeyi paylaşayım. Teknoloji Çığzedelerin Hizmetinde Kışın TV’den izlerdik çığ haberlerini. Çığda kar kütlesinin içinde kayolan, mahsur kalan insanların dramını. Birçok insan onları bulmak için ellerinde uzun çubuklarla dürterdi karı. Calgary üniversitesi’nde geliştirilen infrared kamera bu duruma önemli bir çözüm olacak gibi görünüyor. Portatif araç, karın içindeki ısı farklılığını gösteriyor, böylece karın içinde kazazedenin tam olarak nerede olduğu vakit kaybedilmeden tespit edilebiliyor.   Google Nexus S Telefonları Yörüngede Google’ın akıllı telefonu Nexus S’in doğumunu kutlamak için 7 tane balonla 7 telefon yörüngeye yollanmış. Bunlar yaklaşık 100.000 feet yükseliğe çıkmış. Bu sayede bazı donanım sensörleri de test edilmiş olmuş. Telefonların 60.000 feet’te çalışması durmuş –ki bu çoğu uçağın çıktığı yükseklikten daha fazla. Ancak düşerken tekrar çalışmaya başlamışlar. Taa ki düşene kadar.. Tanrı Facebook’u Korusun Amerikan askerleri

Ne Yer Ne İçer Bu Dünya?

Peter Menzel ve Faith D’Aluisio dünya’nın farklı ülkelerindeki yeme içme kültürünü inceleyip fotoğraflamış, sonra’da bunu güzel bir albüm yapmışlar; “Hungry Planet” yani “Aç Dünya” Menzel bir fotojurnalist yani fotoğraflarla bir haberi, hikayeyi görüntüleyip anlatıyor. çok sevdiğim bir tarzdır fotojurnalizm. Eğer okumak için zamanınız yoksa ya da okumayı sevmeyen biriyseniz bir olayı perde arkasını anlatmanın çok iyi yoludur foto jurnalizm. Faith D’Aluisio ise TV yapımcısı. Birlikte gezip ülke ülke dolaşmışlar. Ülkelerin yemek kültürlerini inceleyip fotoğraflamışlar, daha da iyi anlamak için de yemişler… Kaynak: Time Ülkelerin yemek kültürlerni inceleyip fotoğraflarken bir ailenin haftalık ortalama mutfak masrafını ve favori yemeklerini de tek tek not etmişler. what?   ySense!   yeeah!

Ay İçim Ürperdi! Seni Gerilla Marketing Seni

Web’de rastladığım birkaç güzel resmi paylaşmak istiyorum. İşte Google’ın Windows’u yorumlaması ve ortaya çıkan Chrome; http://www.oneblog.it/ Vee işte asıl konu; “Guerilla Marketing” yazınca aşağıdaki resimle karşılaşınca çok hoşuma gitti;  http://citrusme.com/blog/2009/8/17/guerilla_vs_gorilla Gerilla marketing lafını eminim biryerlerde mutlaka duymuşsunuzdur. Bu resmin yer aldığı blog’da da Gerilla Marketing’i saçma sapan yapıp işi Gorilla Marketing’e çevirenlere taşlamada bulunuluyor. Son yıllarda oldukça sık kullanılmaya başlanan bu terim yeni bir pazarlama anlayışı. Yeni derken 60’lı yıllara dayanıyor aslında yani yeni falan değil ama değişen koşullar ve zaman, tüketiciye artık sıradışı şeylerle gtmeyi gerektirdiğinden yıldızı tekrar parlayan bir anlayış.  Gerilla marketing’le ilgili yenimakale.com ’da güzel bir makale var; “Gerilla” teriminin nereden çıktığını ve bu pazarlama anlayışının gelişimini anlatıyor. Kabaca şöyle anlatabiliriz gerilla pazarlamayı;