Kodlama dünyasında iki trend yükselişte. Bir yanda Low-Code, diğer yanda No-Code platformlar.
Low-code no-code trendi oldukça yeni bir trend ve bu konuda sektörde özellikle müşterilerde ciddi bir kafa karışıklığı var. Öncelikle low-no code’u çıkışına bir bakalım;
Low/No-code yapıları, geleneksel kodlama dillerinden farklı olarak hazır birtakım elementler ve sürükle-bırakla çalışan bir yapıya sahipler. Böylece kullanıcılar, çocukların oyun bloklarıyla bir şeyler inşa etmesine benzer bir serbestliğe ve hayal güçlerini daha özgürce kullanma imkanına sahip oldu. Bugün bu sayede daha çok insan daha çok sayıda ve hızda uygulama geliştirebiliyor.
Low code ile no code geliştirme arasında nasıl bir seçim yapmalısınız? Öncelikle ikisinin arasında temel bazı farklar var. Şöyle ki; Hazırlanacak uygulamanın başka sistemlerle veri alışverişinde bulunması ya da talebe göre özelleştirme, ek geliştirme ihtiyacının doğması durumunda bir şekilde kodlamaya ihtiyacınız olacaktır. Bu durumda Low-code geliştirme en büyük yardımcınız olacaktır. Çünkü koda müdahale imkanı her zaman vardır. Eğer hazırlanacak uygulama entegrasyon, geliştirme ya da özelleştirme gibi ihtiyaçlar içermiyorsa no-code platform tercih edebilirsiniz.
Burada asıl önemli nokta, iş stratejisinin doğru belirlenmesi. Uygulamanızın yarınını da düşünmelisiniz. Bugün entegrasyon ya da ek geliştirme ihtiyacı olmayabilir; peki yarın, gelecek ay ya da bir sene sonra da böyle mi olacak? Eğer olmayacağından eminseniz, no-code platform sizin sağ kolunuz olabilir. Eğer bundan emin değilseniz, o zaman şöyle bir tehlike sizi bekliyor. No-code platforma geliştirdiğiniz uygulama, yarın koda müdahale gerektirdiğinde, buna imkan vermeyeceği için başa dönmek ve her şeye baştan başlamak zorunda kalacaksınız. Harcanan, para, zaman ve iş gücünü yeniden harcamak zorunda kalacaksınız. No-code platformlar, genel olarak ihtiyaç duyulan birçok yardımcı aracı içeriyor. Ancak değişen dünyada, farklı sektör ve ihtiyaçlar göz önüne alındığında bunlar sizin ihtiyaçlarınızı ne kadar karşılayabilir bunu iyi düşünmek lazım.
Değişen dünya demişken, bir başka gerçek de şu; Bugün dünyanın her yerinde, kendi uygulamasını geliştirmek isteyenler kişi ya da küçük işletmeler hızla artıyor. Bunlar developer değil ya da programcılık eğitimi almamışlar. Yine de girişimcilik ruhuyla ya da bir ihtiyacı görerek bir şeyler, iş yaratmak isteyen kişiler. Hayallerindeki iş için de spesifik bir uygulamaya ihtiyaçları var. Detaylarda boğulmadan, kolayca ve hızla hayata geçirebilecekleri bir uygulamaya. İşte low-code, bu tür kişi ya da işletmelerin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabilir. Peki işler yolunda giderse ne olacak? İşletme büyür, üretimini, satışlarını, istihdamını artırmaya başlarsa? İşte bu noktada kaçınılmaz olarak no-code yapıdan low-code yapıya geçmek gerekecek.
Yazının devamı;
https://www.emakin.com/tr/2020/04/02/low-code-ve-no-code-trendlerinin-yukselisi/
what? ySense! yeeah!
Low-code no-code trendi oldukça yeni bir trend ve bu konuda sektörde özellikle müşterilerde ciddi bir kafa karışıklığı var. Öncelikle low-no code’u çıkışına bir bakalım;
Low/No-code yapıları, geleneksel kodlama dillerinden farklı olarak hazır birtakım elementler ve sürükle-bırakla çalışan bir yapıya sahipler. Böylece kullanıcılar, çocukların oyun bloklarıyla bir şeyler inşa etmesine benzer bir serbestliğe ve hayal güçlerini daha özgürce kullanma imkanına sahip oldu. Bugün bu sayede daha çok insan daha çok sayıda ve hızda uygulama geliştirebiliyor.
Low code ile no code geliştirme arasında nasıl bir seçim yapmalısınız? Öncelikle ikisinin arasında temel bazı farklar var. Şöyle ki; Hazırlanacak uygulamanın başka sistemlerle veri alışverişinde bulunması ya da talebe göre özelleştirme, ek geliştirme ihtiyacının doğması durumunda bir şekilde kodlamaya ihtiyacınız olacaktır. Bu durumda Low-code geliştirme en büyük yardımcınız olacaktır. Çünkü koda müdahale imkanı her zaman vardır. Eğer hazırlanacak uygulama entegrasyon, geliştirme ya da özelleştirme gibi ihtiyaçlar içermiyorsa no-code platform tercih edebilirsiniz.
Burada asıl önemli nokta, iş stratejisinin doğru belirlenmesi. Uygulamanızın yarınını da düşünmelisiniz. Bugün entegrasyon ya da ek geliştirme ihtiyacı olmayabilir; peki yarın, gelecek ay ya da bir sene sonra da böyle mi olacak? Eğer olmayacağından eminseniz, no-code platform sizin sağ kolunuz olabilir. Eğer bundan emin değilseniz, o zaman şöyle bir tehlike sizi bekliyor. No-code platforma geliştirdiğiniz uygulama, yarın koda müdahale gerektirdiğinde, buna imkan vermeyeceği için başa dönmek ve her şeye baştan başlamak zorunda kalacaksınız. Harcanan, para, zaman ve iş gücünü yeniden harcamak zorunda kalacaksınız. No-code platformlar, genel olarak ihtiyaç duyulan birçok yardımcı aracı içeriyor. Ancak değişen dünyada, farklı sektör ve ihtiyaçlar göz önüne alındığında bunlar sizin ihtiyaçlarınızı ne kadar karşılayabilir bunu iyi düşünmek lazım.
Değişen dünya demişken, bir başka gerçek de şu; Bugün dünyanın her yerinde, kendi uygulamasını geliştirmek isteyenler kişi ya da küçük işletmeler hızla artıyor. Bunlar developer değil ya da programcılık eğitimi almamışlar. Yine de girişimcilik ruhuyla ya da bir ihtiyacı görerek bir şeyler, iş yaratmak isteyen kişiler. Hayallerindeki iş için de spesifik bir uygulamaya ihtiyaçları var. Detaylarda boğulmadan, kolayca ve hızla hayata geçirebilecekleri bir uygulamaya. İşte low-code, bu tür kişi ya da işletmelerin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayabilir. Peki işler yolunda giderse ne olacak? İşletme büyür, üretimini, satışlarını, istihdamını artırmaya başlarsa? İşte bu noktada kaçınılmaz olarak no-code yapıdan low-code yapıya geçmek gerekecek.
Yazının devamı;
https://www.emakin.com/tr/2020/04/02/low-code-ve-no-code-trendlerinin-yukselisi/
what? ySense! yeeah!
Comments