Adweek'in yayınladığı dünyayı değiştiren 10 markaya devam ediyoruz. Bu markalar harcama alışkanlıklarımızı da etkiledi, kimliğimizi de. Önce o 10 markayı hatırlayalım;
1. Amazon
2. Facebook
3. Gap
4. Hbo
5. McDonald's
6. Starbucks
7. Iphone
8. Visa
9. Viagra
10. Walmart
1971'de Seatle'da ilk dükkanı açıldığından bu yana çok mesafe kateden Starbuck bugün 61 ülkede 17.500 dükkanda insanlara kahve keyfi yaşatıyor. Türkiye gibi köklü bir kahve kültürüne sahip bir ülkede bile hızlı tutundu.
Geçen yıl 13.29 milyar $'lık satış yapmış olmaları başarının sayısal bir kanıtı. Starbucks "frappuccino", "Latte" gibi kavramları günlük konuşma dilimize sokmakla müşteri gözünde ne kadar "tutulan" bir marka olduğunu zaten gösterdi ama aynı zamanda çalışan memnuniyetinin de oldukça yüksek olduğu bir marka olduğu biliniyor.
iPhone
Steve Jobs tarafından 2007'de anons edilmesinden bu yana dünyada 380 milyon adet i-phone satıldığı bildiriliyor. Yaklaşık 6 yıllık geçmişi olan bir marka için inanılmaz bir rakam. Iphone'un 4. versiyonu 2010'da satışa sunulduğunda 3 günde 1.7 milyon adet satıldı.
Iphone bize sadece elimizde taşıyıp telefon olarak da kullanabileceğimiz bir bilgisayar deneyimi yaşatmadı, aynı zamanda bu yenilikçi markaya sahip olmak suretiyle nasıl statü sahibi olunacağını gösterdi.
Visa
İlk kredi kartı 1958'de Bank of America tarafından "BankAmericard" adıyla çıkarılır. Harcama limiti 300 $'dır, sadece California'da geçmektedir ve üstelik kartondan yapılmıştır. Ama ne var biliyor musunuz; İnsanlar buna bayılır. 1974'de kart global bir markaya dönüşmeye başlamıştır.
2 yıl sonra, pazarlama departmanı kartın adını değiştirmeye karar verir. Dil, kültür farkı gözetmeksizin daha uluslararası bir havası olması ve herkesi kucaklaması amaçlanır. Ve Visa doğar.
Bugün harcama alışkanlıklarımızı yeniden tanımlayan enstrümanlardan biridir artık kredi kartı. Visa, dünya çapında MasterCard'la birlikte 500 milyondan fazla insan tarafından kullanılıyor.
Yüzünüzde hafif bir tebessüm var biliyorum ama er ya da geç sizin de başınıza gelecek. Araştırmalara göre her 10 erkekten biri sertleşme sorununu ciddi biçimde yaşıyor.
1998 öncesi bu konuda fazla ciddi bir çalıma yoktu aslında. O dönemde Pfizer'ın araştırmacıları, hipertansiyon ve anjin semptomlarına karşı bir ilaç üzerinde çalışıyorlardı ancak bir gelişme kaydedemediler. Bunun yanında erkek denekler, ilacı kullandıktan sonra sıra dışı ereksiyon durumları yaşadıklarını rapor ettiler. Bu beklenmedik gelişme, bazı zeki yöneticilerin kafasında bir ışık yakıverdi. Federal hükümetin onayıyla geçen 8-9 yıl sürecinde ilaç bir fenomene dönüştü, sonunda satışa sunulduğunda 40 milyon reçete yazıldı. İlaç Pfizer'a yılda 2 milyar $ gelir getirmeye başladı. Bu küçük mavi hap ayrıca muhtemelen tarihte en çok taklidi üretilen ilaç olmuştur. Çin başta olmak üzere hemen her yerde sahteleri üretildi. Bugün Viagra hala dünya çapında bir markaya dönüşmüşmüş yegane eczacılık ürünü.
Walmart
1962'de Sam Walton adlı bir adam, indirimli ürün mağazası açar. Bugünün evkur tarzı mağazalarının ilk örneği gibi düşünebilirsiniz. Adamın mağazayla ilgili mottosu şudur; "Her zaman ve her yerdeki en düşük fiyat". İşe yarar mı? Hem de nasıl! 1980'e gelindiğinde mağaza sayısı 276 olmuştur.
Aslında temel yaklaşımları şöyleydi; Bir kotun ortalama değeri nedir? 10$. O zaman bu rakama satılmalıdır, daha üzerinde değil. Düşük fiyat her zaman ilgi çekmiştir ve Wallmart mağazaları da bundan iyi yararlanmıştır. Mağaza çevrelerindeki yiyecek, eğlence vs. mekanlarla Wallmart mağazaları ortalama bir hava alanından daha fazla insan ağırlar hale gelir. 5.000'den fazla mağaza, 20'den fazla ülkede 800.000 çalışanıyla Bugün marketçilik onlardan soruluyor.
what? ySense! yeeah!
Comments