Skip to main content

Posts

Yoğun İnteraktivite Semineri Part II

Unutmadan, Nihat Kahraman güzel bir chart gösterdi. Marka etrafında yaşanan internet medya planlaması hakkında. İçerik (süreç) şöyle işliyor; Brif doğrultusunda hedef ve site seçimi > Stratejik planlama ve satın alma > Kreatif yönetim ve operasyon > Ölçümleme ve optimizasyon. Yani süreç aslında kabaca böyle yaşanıyor. Ne kadar kolay değil mi? Ne dedi başka Kahraman? Bir önceki kampanyanın incelenmesi, rakiplerin konumunun göz önünde bulundurulması, hedef kitlenin analiz edilmesi, sektörel verilerin takibi, sitelerin hangi sayfalarında yer almanızın iyi olacağı, o sayfada hangi reklam formatının daha ilgi çektiği, zaman belirlemesi (örneğin spor siteleri hafta sonları daha aktif vb.) gibi konularda diğer önemli ve göz önünde bulundurulması gereken konular. ProAd'den Ziya Alemdar sahne aldı. Şimdi, o Nihat'tan öncemiydi sonramıydı hatırlamıyorum. Neyse Alemdar'da ölçümeleme üzerinde durdu. Yani "neyi ölçeceğiz?" sorusunu üzerinde. Gösterim mi? Tıklam

Yoğun İnteraktif Bir Seminer

Yoğun İnteraktivite semineri, 6 Mayıs perşembe günü IAB Turkiye'nin katkılarıyla Denizbank -Deniz Akademi binasında gerçekleştirildi. İşte seminer'den notlar; Açılış konuşmasını IAB'den Levent Erden yaptı. Adamın gerçekten güzel bir ses tonu var. Öyle dolunca dinlemek keyifli oluyor tabi. Gel gör ki iki lafından biri "saçma sapan"dı. Reklam ajanslarına giydirdi, ölçümlemeye giydirdi, ölçüm yapana giydirdi, herkese bir şekilde giydirdi. Bu "saçma sapan" tavrı olmasa dinlenesi bir adamdı bence. Gelelim söylediklerine; Türkiye'de 21 milyon tekil internet erişimi var. Biliyorsunuz Facebook'un amiral gemilerinden biri Türkiye ve 18 milyon Türk Facebook'ta. Peki neden bu insanlar iletişim için burayı tercih ediyor? (Bu soruyu Erden mi sordu yoksa benim mi aklıma geldi de yazdım hatılamıyorum. Zekice bir soru... Kesin o sormuştur.) Pazarlama strateji'dir. Strateji de total düşünülmesi gereken bir şeydir. (Tamam, birebir söylenenleri yazmad

Online Oyun Pazarı

WEBRAZZİ GÜNDEM toplantılarının bugünkü konusu "ONLINE OYUN"du. Ne notlar aldık bir bakalım; Kıvan Odabaşı'nın sunumundan aldığım notlar; Düzenli internet kullanıcıları içinde online oyun oynayanların oranı %69. Burada ana kitle 15-24 yaş erkek güruhu. (%61). Türkiye gerçeği; OKEY (Bu iyiydi işte. İkinci sırada da tavla geliyordur eminim... Hoş tavla deyip geçiyoruz da bin yıldan eski bir tarihe sahip :) Sonra Nils Holger Henning sahne aldı. Kısa zamanda nasıl büyüdüklerini anlattı.Browser bazlı oyunların install, download vb. gereksinimleri olmadığı için yani lowest barrier özelliğinden dolayı daha tercih edilir oluşundan bahsetti. (Bu arada Nils'in sunumunda RTL 2'nin logosunu gördüm, resmen bayıldım. Logo bu'dur işte) Online oyun pazarı bugün 12 milyar dolarlık bir pazarmış (eğer yanlış anlamadıysam.) Alper Akcan sahne aldı ve Mikro Ödeme ile oluşan ekonomiden bahsetti. Açıkcası mobil bazlı ödeme sistemleri çok hoşuma gitti. Tekil girişimciler için so

Ayıptır Bireysel Pazarlama

 "Eskiden günlük tutmanın amacı geriye dönüp baktığınızda neler yaptığınıza dair şeyler içindi. Lakin şimdi (sanal ortama geçmesiyle) bir allahın kulu da kendi için yazıyorsa Allah belamı versin dediğim bir yer haline geldi. Yani ilimsel şeyler yazanlar bile eminim ki derinlerde bir çeşit marketing hesaplaması içindeler. Bu yüzden birgün, hepimiz koşa koşa kırtasiyelerin yolunu tutacağız. Daha gerçekçi şeyler için ve benim için bu yarın olacak". ( sufishco , 17.01.2009 02:05) Yukarıdaki açıklama, ekşisözlükte "blog"lar hakkında yazılmış bir çok açıklamadan biri. Komik ve bir o kadar da doğru bir tespit. İyi de derinlerdeki marketing hesaplaması yanlış, gayri ahlaki bir şey mi? Dahası kaç kişi bunun bilincinde içerik üretiyor? Yani aslında kaç kişi marketing'in sadece şirket/markaya özel birşey olmadığını biliyor? Bir sohbetimizde Çerkez Karadağ; "Türkler tüccar bir millet değildir. Bizde ticaret, diğer etnik milletlerin katkılarıyla varolmuştur&quo

Türkiye'de Yaşanan En Büyük Teknoloji Devrimi

Türkiye'deki en büyük teknoloji devrimi hangisidir? Bence Mobil iletişim teknolojisi... Ne internet ne de başkası. Düşünün bir kere, son 20 yılda bu kadar geniş segmentasyonda kullanıcı kitlesine ulaşmış, kabul görmüş bir teknoloji bu mobil teknolojisi. Okumuşundan cahiline, profesöründen marangozuna (50 yaş üzerini hariç tutarsak) köylümden kentlime bu kadar çok insan tarafından bu kadar kısa sürede kabul görmüş başka bir tekonlojik gelişim hatırlamıyorum. Televizyon da (özellikle renkli olan) böyleydi diyeceksiniz. Doğru ama bireysel değildi o, aileseldi. (Ailesel! Var mı böyle tabir?) Bir eve ya da aileye bir televizyon alınıyordu. Oysa cep telefonu bireyseldir. Zamanla çeşitler artıp fiyat aralıkları genişledikçe, özellikle 2000'lerin başından itibaren, cep sahibi olma oranı da iyice arttı. Türkiye'deki en büyük teknoloji devrimi düşünülenin aksine internet değil mobil'dir. Aslında son derece doğal bu. Çünkü internetle ilgili bir geçmişimiz yok. Yani bilgisaya

Sosyal Medya Mail Marketing'e Karşı

Michael Gass'e göre Sosyal medya, mail marketing'in yerini alamaz. Neden mi? işte 20 sebep; 1. People still send hand-written letters. 2. Nearly all sites on the web that require registration require an email address. 3. Email notifies you of updates from all social networks. 4. We haven’t seen any evidence yet that Google Wave really will catch on on a large scale. 5. Email is universal, and social networks are not. 6. There are plenty who have no interest in joining social networks. 7. Email is still improving. 8. Even social networks themselves recognize the importance of email. 9. More social media use means more email use. 10. As far as marketing is concerned, email is doing pretty well. 11. Twitter and Facebook are fantastic products and companies; but that’s what they are, companies. 12. Your email recipients are still going to use business email for business purposes. 13. You can’t easily segment your friends and followers to do targeted marketing (through