Skip to main content

Posts

Online Oyun Pazarı

WEBRAZZİ GÜNDEM toplantılarının bugünkü konusu "ONLINE OYUN"du. Ne notlar aldık bir bakalım; Kıvan Odabaşı'nın sunumundan aldığım notlar; Düzenli internet kullanıcıları içinde online oyun oynayanların oranı %69. Burada ana kitle 15-24 yaş erkek güruhu. (%61). Türkiye gerçeği; OKEY (Bu iyiydi işte. İkinci sırada da tavla geliyordur eminim... Hoş tavla deyip geçiyoruz da bin yıldan eski bir tarihe sahip :) Sonra Nils Holger Henning sahne aldı. Kısa zamanda nasıl büyüdüklerini anlattı.Browser bazlı oyunların install, download vb. gereksinimleri olmadığı için yani lowest barrier özelliğinden dolayı daha tercih edilir oluşundan bahsetti. (Bu arada Nils'in sunumunda RTL 2'nin logosunu gördüm, resmen bayıldım. Logo bu'dur işte) Online oyun pazarı bugün 12 milyar dolarlık bir pazarmış (eğer yanlış anlamadıysam.) Alper Akcan sahne aldı ve Mikro Ödeme ile oluşan ekonomiden bahsetti. Açıkcası mobil bazlı ödeme sistemleri çok hoşuma gitti. Tekil girişimciler için so

Ayıptır Bireysel Pazarlama

 "Eskiden günlük tutmanın amacı geriye dönüp baktığınızda neler yaptığınıza dair şeyler içindi. Lakin şimdi (sanal ortama geçmesiyle) bir allahın kulu da kendi için yazıyorsa Allah belamı versin dediğim bir yer haline geldi. Yani ilimsel şeyler yazanlar bile eminim ki derinlerde bir çeşit marketing hesaplaması içindeler. Bu yüzden birgün, hepimiz koşa koşa kırtasiyelerin yolunu tutacağız. Daha gerçekçi şeyler için ve benim için bu yarın olacak". ( sufishco , 17.01.2009 02:05) Yukarıdaki açıklama, ekşisözlükte "blog"lar hakkında yazılmış bir çok açıklamadan biri. Komik ve bir o kadar da doğru bir tespit. İyi de derinlerdeki marketing hesaplaması yanlış, gayri ahlaki bir şey mi? Dahası kaç kişi bunun bilincinde içerik üretiyor? Yani aslında kaç kişi marketing'in sadece şirket/markaya özel birşey olmadığını biliyor? Bir sohbetimizde Çerkez Karadağ; "Türkler tüccar bir millet değildir. Bizde ticaret, diğer etnik milletlerin katkılarıyla varolmuştur&quo

Türkiye'de Yaşanan En Büyük Teknoloji Devrimi

Türkiye'deki en büyük teknoloji devrimi hangisidir? Bence Mobil iletişim teknolojisi... Ne internet ne de başkası. Düşünün bir kere, son 20 yılda bu kadar geniş segmentasyonda kullanıcı kitlesine ulaşmış, kabul görmüş bir teknoloji bu mobil teknolojisi. Okumuşundan cahiline, profesöründen marangozuna (50 yaş üzerini hariç tutarsak) köylümden kentlime bu kadar çok insan tarafından bu kadar kısa sürede kabul görmüş başka bir tekonlojik gelişim hatırlamıyorum. Televizyon da (özellikle renkli olan) böyleydi diyeceksiniz. Doğru ama bireysel değildi o, aileseldi. (Ailesel! Var mı böyle tabir?) Bir eve ya da aileye bir televizyon alınıyordu. Oysa cep telefonu bireyseldir. Zamanla çeşitler artıp fiyat aralıkları genişledikçe, özellikle 2000'lerin başından itibaren, cep sahibi olma oranı da iyice arttı. Türkiye'deki en büyük teknoloji devrimi düşünülenin aksine internet değil mobil'dir. Aslında son derece doğal bu. Çünkü internetle ilgili bir geçmişimiz yok. Yani bilgisaya

Sosyal Medya Mail Marketing'e Karşı

Michael Gass'e göre Sosyal medya, mail marketing'in yerini alamaz. Neden mi? işte 20 sebep; 1. People still send hand-written letters. 2. Nearly all sites on the web that require registration require an email address. 3. Email notifies you of updates from all social networks. 4. We haven’t seen any evidence yet that Google Wave really will catch on on a large scale. 5. Email is universal, and social networks are not. 6. There are plenty who have no interest in joining social networks. 7. Email is still improving. 8. Even social networks themselves recognize the importance of email. 9. More social media use means more email use. 10. As far as marketing is concerned, email is doing pretty well. 11. Twitter and Facebook are fantastic products and companies; but that’s what they are, companies. 12. Your email recipients are still going to use business email for business purposes. 13. You can’t easily segment your friends and followers to do targeted marketing (through

Altın Örümcek Benim Olacak

Altın Örümcek Web Ödülleri'nin bu yıl sekizincisi düzenlenecek. Bu ödül artık geleneksel hale geldi -ki bu çok sevindirici. Şimdi ben niye seviniyorum? Bana ne ki? Jüri üyesi olmak niye gurur verici? Bu işin ardında nasıl bir kişisel hırs ve çıkar olabilir? Önemli olan ödül kazanmak. İşte bu kadar basit. Çünkü ödül kazanmak demek farklı ve daha iyi olduğunuz anlamına geliyor. Bu işi yapan diğerlerinden bu işi daha iyi yaptığınız anlamına geliyor. Peki sonuç? Kişi ya da firma olarak daha iyi bir pazarlama pozisyonuna sahip olmanızı sağlar. Değeriniz artar, bu değerle daha iyi ve keyifli çalışılır. Daha iyisi üretilir ve çember tamamlanmış olur. Kısacası bu ödülü kazanan kişi ne kutlu kişidir. Bu ödülü kazanan firma ne ulu firmadır. Aynen de öyledir işte. Bu, harcanan paranın karşılığıdır. Harcanan saatlerin, emeğin, gecelemelerin, eve geç gidildiği için eşten yenilen zılgıtın, kızarmış yorgun gözlerin karşılığıdır. Üstelik ödül kazanan kişi/ekip ya da firmaya bakış da her zaman

Prof. Dr. Erdal İnönü Günü

Artık geleneksel hale gelen (bu yıl üçüncüsü kutlandı) Prof. Dr. Erdal İnönü Günü, sorunsuz geçti. Etkinlik 19 Şubat Cuma günü İKÜ Akıngüç Oditoryumunda düzenlendi. Kurumsal İletişim birimi olarak "hazırlıklı" olmanın meyvelerini topladık açıkcası. İnönü ailesinden birçok fert törene katıldı. Ek olarak basının da yoğun ilgisi vardı. Organizasyonel anlamda bir sorun yaşamadık sadece Burak Arkan'ın babasının ani rahatsızlığı (Allah acil şifalar versin) Kurumsal İletişim ekibi için şok bir haberdi. Onu hemen yolladık ve tekrar organize olup etkinliği sorunsuz bir şekilde hallettik. Açlıktan bayılmak üzereydim ki tören sonrasındaki kokteyl imdadıma yetişti; Akpaz'dan Suat bey sağolsun, gerçekten güzel bir kokteyl hazırlamış. Dinleti biraz fazla uzun sürdü sanırım. Bu tür organizasyonlarda hele ki opera söyleniyorsa süre konusunda daha dikkatli olmak şart. Kabul edelim; opera bu ülkenin kültürel altyapısında, genetik kodlarında zorla yer buluyor kendisine. Bu durumlar