Skip to main content

İnternet Asıl Bize Yaradı

Artık tüm sorumluluk sanatçı'da. Kendini tanıtma, tanışma, iletişim kurma anlamında en fazla gayret eden, dahası bunda sürekliliği en iyi sağlayabilen kişiler daha çok ön plana çıkacak.

İtalya’dan Japonya’ya dek dünyanın çeşitli yerlerinden görüştüğümüz tüm tasarımcıların ortak sözü internetin sınırları kaldırdığı ve dünyanın farklı yerlerinden tasarımcıların birbiriyle daha fazla etkileşime geçtiği yönünde.

Evet bu doğru… Amenna. Ancak Avrupa, Amerika ve bir miktar da Asya’daki görsel iletişim dünyasından sanatçılar zaten dergiler yoluyla iletişim halindeydi.

Novum “Gebrauchsgrafik” 1920’li yıllardan beri hem de dört dilde (Almanca, İngilizce, Fransızca, İspanyolca) Avrupa’da reklam ve grafik tasarım dünyasında bir etkileşimi sağlıyordu.

IDEA, yaklaşık 30 yıldır Japonya’da yayınlanıyor ve Japon tasarımcıların dünyayla etkileşimini sağlıyor.

Step by Step 80’li yıllarda tüm dünya’da grafik tasarımcıların yeni teknikleri, gelişmeleri takip ettikleri bir dergiydi.


Kısacası özellikle Avrupa ülkeleri, Amerika ve Japonya’da sanatçılar, magazinler yoluyla zaten etkileşim halindeydiler.

Birbirlerinin işlerini, fikirlerini, yeni çıkan malzemeleri görebiliyorlardı. Bu tür dergilerdeki reklamlarda ekseri bu malzemelerin tanıtımıyla ilgiliydi; Agrandizör reklamları, letraset, sprey boya, kağıt, air brush reklamları, ardından ufak ufak bilgisayar reklamları dergi okurlarının farklı yönlerden piyasadaki gelişmeleri takip etmelerini sağlıyordu.

 Bu dergiler sadece yayınlandıkları ya da satıldıkları ülkelerdeki sanatçıları değil 3. dünya ülkesi olarak tabir edebileceğimiz ya da dünyayla iletişimi ve etkileşimi yeterince gelişmemiş, bu dergilerin hiç satılmadığı hatta varlığının bile pek bilinmediği ülkelerden sanatçılarında işlerini yayınlamak suretiyle onları tanıtıyorlardı.

Örneğin Filistinli bir sanatçının işleri burada yer alıyordu. Böylece dergi okurları Filistin’de de afiş yapan, grafik tasarımla uğraşan birilerinin olduğunu daha internet yokken bu yolla görebiliyor ve o sanatçı hakkında fikir edinebiliyordu.

İşte internet asıl az önce bahsettiğim “dünyayla iletişimi ve etkileşimi yeterince gelişmemiş” ülkeler için bir çıkış kapısı oldu. Çünkü bu sayede bu ülkelerde yaşayan tasarımcılar bir an’da ilk 11’de sahaya çıktılar. Tanınmaya, tanışmaya, iş almaya başladılar.

Yani internet asıl Türkiye’ye yaradı. Türkiye gibi dünyayla daha yeni yeni iletişime geçen ülkelere yaradı. Artık örneğin Elazığ’da yaşayan, illüstrasyona yeteneği olan, bir bilgisayar ve internet bağlantısı olan bir genç bundan 20 sene sonra “Aaah ah, heba oldum heba!. Dünya beni bilemedi.” gibi bir yakınmada bulunamayacak.

İşte bu da bireyselliğin öneminin daha da artacağı anlamına geliyor. Artık tüm sorumluluk sanatçıda. Kendini tanıtma, tanışma, iletişim kurma anlamında en fazla gayret eden, dahası bunda sürekliliği en iyi sağlayabilen kişiler daha çok ön plana çıkacak.

Kültürel farklılığın temel teşkil edeceği belki daha naif yöntemlerle yakalanacak orijinallik daha değerli hale gelecek.

Novum’dan Bettina Ulrich şöyle demişti; “Her şeyin globalleşme bataklığına gömülmesine izin vermek yerine her ülkenin görsel çekiciliğini, geleneğini, güzelliğini ve eşsizliğini koruyalım.” İleride yaratıcılık, orijinalite ve iletişim yeteneği en fazla olanlar en fazla duyup göreceğimiz sanatçılar olacak. Nereden olursa olsun…

Comments

Popular posts from this blog

KitKat Japonya’da Neden Bir Numara?

KitKat Japonya’da piyasaya sürüldüğünde Japonlar hemen birşey farketti; “Kitto Katsu”  Japonlar ya da genel olarak Uzakdoğu toplumları uğur, uğursuzluk, lanet konularında hassaslar. Örneğin “4” sayısı. Herhalde Asya kültüründeki en talihsiz sayı 4 . Okunuşu, “si” şeklindedir ve “ölüm” anlamına gelen “şı”ya benzer. Bunun yanında “8” (hachi) sayısı, zenginlik, servet anlamına gelen Çince sözcüğe benzerliğinden dolayı Asya kültürü’nde en sevilen sayıdır . Pekin Yaz Olimpiyatları’nın açılış tarihini hatırlayan var mı? Söyleyelim; 08.08.08 ’de saat tam 08.08.08 ’de. Bu işin avantajları da yok değil. Örneğin Nestle ’nin KitKat çikolatası’nın Japonya’da en çok tercih edilen çikolatalardan biri olduğunu biliyor muydunuz? Bunun nedeni, çikolatanın isminden dolayı uğur getirdiğine inanılması. KitKat Japonya’da piyasaya sürüldüğünde insanlar hemen birşey farketti. Çikolata’nın ismi “Daima kazan!” anlamına gelen Japonca “Kitto Katsu” sözcüğüne benziyordu. Zamanla öğrenciler arasında,

Nasuh Mahruki Ne Demek?

Nasuh Mahruki’yi herkes az çok tanır; ünlü dağcımız, doğa sporları uzmanı ve AKUT’un kurucusu. Geçen gün İKÜ Önder Öztunalı salonunda bir seminer verdi Mahruki. Semineri İKÜ Etkili İletişim Kulübü oranize etti. Caner, Ecem ve Recep’i kutluyorum, bu kulüp harika iş çıkarıyor. Bunun faydasını ileride görecekler.  Mahruki yeni çıkan kitabını (Kendi Everestinize Tırmanın) da anlattı seminerde, hatta seminerin içeriği de büyük oranda  kitaptandı sanırım. Peki ne anlattı Mahruki? …Şeeey güzel bir soru, çünkü not alsam bile bazı yerlerde anlamakta zorlandım. Mahruki iyi bir dağcı olabilir ama iyi bir anlatıcı olmadığı kesin. Salondaki gençlerin gözlerinin kapanmasını engelleyen yegane şey Mahruki’nin ünü ve sunumunda yer alan dağda bayırda çekilmiş gerçek aktüel görüntülerden oluşan videolardı. Hitabet konusunda çalışması gerek. Şöyle bir etrafıma bakındığımda salonu dolduran gençlerden not tutan kimse göremedim. Herkes sadece izledi. Oysa arada not da alsalar ne güzel olurdu değil mi

Corona En Güzel Nasıl İçilir? - How to Drink Corona?

Corona, bizde pek yaygın tüketilmese de dünya çapında epey hayranı olan bir bira markası. Corona’nın bu kadar sevilen ve ünlü olmasının sebeplerinden biri de içim şekli. Corona is a beer brand that has many fans around the world, although it is not widely consumed in our country. One of the reasons why Corona is so popular and famous is the way I drink. Corona, sıkılıp şişenin ağzından içine tıkılan bir parça limonla içilen; yani böyle bir içme ritüeli olan bir bira. Elbette normal de içebilirsiniz ama Corona’yı Corona yapan onun böyle içiliyor olması.  Corona, a piece of lemon that is squeezed and clicked from the mouth of the bottle; that is, a beer with such a drinking ritual. Of course, you can also drink normally, but that's what makes Corona Corona so. Peki bu ritüel nereden geliyor? Bu, Latin kültürüne özel, biranın tadını güzelleştirdiğine inanılan bir ritüel olup, dünyaya böyle yayılmış olabilir mi? So where does this ritual come from? This is a ritual specia